Z Kuşağına Kurumsal Eğitimde En Etkili Yaklaşım Hangisi?

Z kuşağı profesyonel hayata ilk adımını atmaya başladı. Peki geleneksel kurumsal eğitim yöntemleri onları tatmin edecek mi? Bu yazıda şirketlerin neden Z kuşağı bireyleri için kişiselleştirilmiş öğrenme sunması gerektiğine değineceğiz.

Z Kuşağına Kurumsal Eğitimde En Etkili Yaklaşım Hangisi?

Kişiselleştirilmiş Öğrenmeyi Z Kuşağı İçin Mükemmel Seçim Yapan Nedir?

Şirketler kurumsal kültürlerini, eğitim programlarını ve değerlerini, yıllardır iş dünyasının dominant nesli olan Y kuşağına uyum sağlamak için değiştirdi. Artık aradan uzun bir süre geçti ve yeni nesil çalışanlar, yani Z kuşağı profesyonel hayata adımını atmaya başladı. Y kuşağının son bireyleri ile Z kuşağının ilk bireyleri arasında sadece birkaç yıl bulunmasına rağmen, hızlı teknolojik gelişmeler Z kuşağının akademik ve profesyonel düzeyde öğrenme biçimlerini önemli ölçüde farklılaştırdı. Şirketinizin en yeni üyelerinin maksimum potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olmak istiyorsanız, bu yazıda birçok ipucu paylaşacağız.

Kişiselleştirilmiş Öğrenme Nedir?

Son dönemde her zamankinden daha popüler olan Z kuşağı hakkında konuşmadan önce, kişiselleştirilmiş öğrenmenin ne olduğundan kısaca bahsedelim. Kişiselleştirilmiş öğrenme, eğitimcilerin bir öğrencinin benzersiz ihtiyaçlarını, ilgi alanlarını ve yeteneklerini tanımlamasını ve bunları kullanarak özelleştirilmiş bir öğrenme yolu oluşturmasını amaçlayın öğretim tekniğidir. Herkesin aynı beceri boşluklarına, becerilere ve hedeflere sahip olmadığı için kişiselleştirilmiş öğrenmeden faydalanmalısınız. Kişiselleştirilmiş öğrenme, geleneksel yöntemlere oranla çok daha yüksek başarı oranı sağlamanın yanı sıra kullanıcıların eğitime çok daha fazla odaklanmalarına ve kendilerine bir şeyler katmalarını sağlar.  Kişiselleştirilmiş öğrenmenin anahtar noktası, kullanıcının deneyimlerinin, bilgilerinin ve tercihlerinin öğrenme sürecine öncülük etmesini sağlamanızdır. Bunu başardığınızda, kullanıcılar bilgiyi yalnızca daha hızlı ve verimli bir şekilde edinmekle kalmayacak, aynı zamanda çok daha uzun süre akıllarında tutacak ve gerçek hayatta uygulayacaktır.

Z Kuşağı Bireyleri Kimdir?

Z kuşağı derken kimi kastediyoruz? 1990'ların sonlarından 2000'lerin başlarına kadar olan nesli tanımlamak için kullanılan terimlerden en yaygın olanı Z kuşağı. Kesin tarihler hakkında bazı tartışmalar olsa da genel olarak 1996 ve 2012 yılları arasında doğan insanlar Z kuşağı olarak kabul ediliyor. Bu neslin hayatı, 2008 ekonomik durgunluğu, COVID-19, iklim değişikliği ve teknolojinin yükselişi gibi çeşitli büyük olaylarla şekillendi. Y kuşağının hayatına daha sonradan giren sosyal ağlar, akıllı cihazlar ve 7/24 erişebilirlik gibi öğeleri küçük yaşlardan itibaren günlük yaşamlarının ayrılmaz parçaları olarak kullandılar.

Z Kuşağı Neden Kişiselleştirilmiş Öğrenmeyi Tercih Ediyor?

Z kuşağının ilk üyeleri eğitimlerini tamamlayıp iş dünyasına girerken benzersiz alışkanlıklarını ve yeteneklerini de beraberinde getiriyorlar. Kişiselleştirilmiş öğrenmenin Z kuşağının kişisel ve mesleki gelişimi için neden bu kadar önemli olduğunu anlamak için, Z kuşağının öğrenmeye bakış açısını anlamamız gerekir. Bunun için de kişiselleştirilmiş öğrenmenin neden Z kuşağı için doğru yaklaşım olduğuna bakmalıyız.

1. Z Kuşağı Yaparak Öğrenir

Telefon ve bilgisayarlara ne kadar bağlı olduğunu düşündüğünüzde Z kuşağı bireylerinin çok aktif öğrenciler olmadıklarını varsayabilirsiniz. Ancak bu tamamen yanlış bir varsayım. Araştırmalar Z kuşağı bireylerinin başkalarıyla etkileşime girmelerine ve bilgilerini aktif bir şekilde uygulamalarına olanak tanıyan öğrenme ortamlarında geliştiğini göstermektedir. Bu bireyler hata yaparlar ve hatalarından öğrenirler. Hata yapmaktan da çoğu zaman çekinmezler. Bu nesil için bilgi deneyim demektir. Z kuşağı bireyleri eğitimin yönünü seçerken özerk olma yeteneğine gerçekten değer verirler. Birden fazla kaynaktan gelen bilgileri birleştirme alışkanlıkları, benzersiz öğrenme deneyimleri yaratmalarına yardımcı olur.

2. Z Kuşağı İsteğe Bağlı Öğrenir

Başka hiçbir neslin bilgiye Z kuşağından daha kolay erişimi olmadı. Alışverişten sosyal medyaya kadar kullandıkları tüm platformlardaki akıllı algoritmalar sayesinde ihtiyaçlarını anında giderebildiler. Bu nedenle eğitimleri için de aynısını beklemeleri de gayet doğal. Eğitim demişken, video formatında sunulan bilgilere olan sevgilerinden de bahsetmeliyiz. Önceki nesillerin bir makaleyi okuyacağı yerde Z kuşağı yeni becerileri video izleyerek öğrenmeyi tercih ediyor. Bunun temel nedeni de başta YouTube, Netflix gibi servislerin hayatları boyunca her zaman ellerinin altında olması.

3. Z Kuşağı İş Birliği Yaparak Öğrenir

Birçok insan, yeni nesillerin aşırı teknoloji kullanımları nedeniyle izole olduğuna inanıyor. Fakat Z kuşağı, aslında önceki tüm nesillerden daha “sosyal”. Küçük yaşlardan itibaren, dünyanın her yerinden insanlarla düşünce ve fikir alışverişinde bulunmaya ve iletişim kurmaya alışan bu nesile nasıl izole olmuş diyebiliriz ki? Bu alışkanlıkları, onların öğrenme şekillerine de etki ediyor. Araştırmalar, Z kuşağının kişisel etkileşimlere büyük değer verdiğini ve çevrimiçi veya çevrimdışı işbirlikçi ortamlarda öğrenmeyi tercih ettiğini gösteriyor.

 

Z kuşağı iş gücüne dahil olmaya başlarken çalışan eğitiminde de yeni bir dönem başlıyor. Yüksek internet hızları ve sürekli bağlanabilirlik dünyasında büyüyen bu genç nesil, iş birliğini ve fikir alışverişini destekleyen pratik, yerinde öğrenmenin gerekliliğini fark etmemizi sağlıyor. Z kuşağı için kişiselleştirilmiş öğrenmeyi kullanarak, benzersiz potansiyellerini ortaya çıkarabilir ve her zamankinden daha verimli ve yenilikçi olacak bir işgücünün önünü açabiliriz.