Sanal Gerçeklik Eğitimiyle İlgili Yanlış Bilinenler
Bu yazıda sanal gerçeklikle yapılan eğitimler hakkında yanlış bilinenlere değineceğiz.
Sanal Gerçeklik Eğitimiyle İlgili Yanlış Bilinenler
Sanal gerçeklik artık bilim kurgu filmlerinin malzemesi olmaktan çıkıp hayatımızda iyiden iyiye yer etti. Sanal gerçeklik (VR) aslında her şirketin yararlanabileceği değerli bir eğitim aracıdır. Mesafeleri aşmak ve uygulamalı deneyim sağlamak için VR'ı kullanabilirsiniz. Ama önce bu konsept ile ilgili yanlış bilinenlere ve doğrularına bakalım.
1. AR ve VR Aynı Yaklaşımlardır
AR ve VR genellikle birlikte gruplandırılır. Fakat artırılmış gerçeklik daha çok sanal bir katman sağlarken VR tamamen çok boyutlu bir yaklaşım benimser. Çalışanlar, becerilerini geliştirmek için tamamen sanal bir ortama adım atar. Ayrıca sanal turlara çıkabilir ve müşteri simülasyonlarıyla etkileşime girebilirler. Her iki yöntemin de avantajları ve dezavantajları vardır. Örneğin VR, dikkat dağıtıcı unsurları ortadan kaldıran VR kulaklıklar gerektirir. AR ile ise çalışanlar mobil cihazdaki içeriğe erişebilir.
2. Yüksek Bütçe Gerektirir
VR eğitiminin yalnızca yüksek bütçeli büyük şirketler için olduğu konusunda yaygın bir yanlış anlama vardır. Ancak bu sadece bir ölçek meselesidir. İlk günden itibaren sanal gerçeklik kütüphanesi oluşturmak zorunda değilsiniz. Demolar veya öğreticilerle küçük adımlarla başlayabilir ve bütçeniz elverdiğinde VR stratejinizi kademeli olarak genişletebilirsiniz. Sanal gerçeklik kulaklıklarının VR için bir zorunluluk olduğunu unutmayın. Bu nedenle başlangıç maliyetini aşmanın hiçbir yolu yoktur.
3. Çok Dikkat Dağıtıcı Bir Teknolojidir
Birçok şirket, teknolojinin dikkat dağıtıcı unsurlarından endişe duyduğu için sanal gerçeklik eğitimini arka plana atıyor. Onlara göre çalışanlar VR kaynakları tarafından o kadar büyülenecek ki, eğitim hedeflerini kaçıracaklar. Ya da diğer sanal gerçeklik uygulamalarıyla ilginecekler. Çok boyutlu içerikler gerçekten ilgi çekici ve dayanılması zordur. VR etkinliklerini net hedeflerle çerçevelerseniz çalışanlar davranışlarını iyileştirebilir ve beceri boşluklarını kapatabilir. Yani her şey tasarımla ilgili. Akılda kalıcı sanal gerçeklik ortamları ve hikayeleri yaratırsanız çalışanlar kulaklık taktıklarını bile unutacaklardır. Bu da onlara yeteneklerini geliştirme şansı verir.
4. VR Sadece Oyun İçindir
Bu yanlış bilgi, VR çözümlerine en çok zarar veren efsanelerinden biridir. Bu efsaneden dolayı sanal gerçekliğin eğitimdeki gücü hafife alınıyor. VR sadece oyun oynamak için değildir. VR’ın kullanılabileceği başka birçok uygulama bulunur. Sanal ofis turları, güvenlik simülasyonları ve liderlik eğitimi senaryoları gibi. VR, ayrıca farklı coğrafyalarda bulunan çalışanların izolasyon duygularını hafiflettiği için harika bir destek aracıdır. İş arkadaşlarının sanal karakterleriyle etkileşime girebilir ve çeşitli hikayelerde kendilerini kaybedebilirler.
5. VR Tasarım Deneyimi Gereklidir
VR eğitim programları çalışan ilgisini ve katılımını artırmak için en son teknolojiyi kullandığından genellikle geleneksel eğitim programlarından daha gelişmiştir. Fakat VR eğitim programı tasarlamak için VR tasarım deneyimine ihtiyacınız yoktur. İlk olarak, öğrenme eğrisini ve yazılım maliyetlerini tamamen ortadan kaldırmak için sanal gerçeklik eğitimini dış kaynak olarak kullanabilirsiniz. Diğer bir seçenek ise kendi içeriğinizi tasarlamak için kullanıcı dostu VR eğitim araçlarına yatırım yapmaktır. Bu seçenek biraz daha fazla teknoloji uzmanlığı gerektirir. Son olarak hazır sistemler bulunur. Böylece ekibiniz için önceden oluşturulmuş VR eğitim çözümleri satın alırsınız.
6. VR Tüm Konular İçin Uygundur
Bazı eğitim konuları VR eğitimi için idealdir. Ancak, VR'ın çevrimiçi eğitimde neler yapabileceğinin de bir sınırı vardır. Örneğin uyum programlarını hala eğitmen liderliğinde yürütmek daha faydalıdır. Sanal gerçeklik, insan etkileşiminin ve çalışanların birbirine verdiği desteğin yerini alamaz. Fakat sanal gerçeklik uygulamaları aracılığıyla webinar ve atölye çalışmalarını sanal eğitmen liderliğinde de gerçekleştirebilirsiniz.