Vibe Coding: Yapay Zekâ ile Kodlamayı Demokrasi̇leşti̇ren Yeni Geliştirme Kültürü
Vibe coding; yapay zekâ ile kodlamayı demokratikleştiren yeni geliştirme kültürü. AI IDE’ler, MCP’ler ve eğitim teknolojilerindeki etkisiyle kapsamlı bir rehber.
Bir uygulama yapmak istediğinizi düşünün. Belki bir mikro öğrenme aracı… Belki hızlıca öğrenci verisi toplayan bir panel… Belki aklınızdaki yeni bir proje için küçük bir prototip…
Eskiden böyle bir fikrin hayat bulması için kodlamayı bilmek, saatlerce tutorial izlemek, editor kurmak, terminalde komutlar yazmak ve sabırla debug yapmak gerekirdi. Bugün ise bambaşka bir dönemin eşiğindeyiz.
Tek yapmanız gereken şey, ne istediğinizi doğal bir dille anlatmak. Gerisini yapay zekâ sizin için hallediyor.
İşte bu dönüşüme “vibe coding” deniyor.
Yazılım geliştirme artık sadece geliştiricilerin işi değil. Eğitimcilerin, tasarımcıların, içerik üreticilerinin, girişimcilerin — hatta teknolojiye mesafeli duran herkesin de yaratıcı bir şeyler üretebileceği bir alan hâline geliyor.
Bu yazı, EdTech Türkiye okuyucuları için vibe coding’i tüm yönleriyle ele alan kapsamlı bir rehber.
Amacımız sadece bilgi vermek değil; aynı zamanda zihninizi açmak, size “ben de yapabilirim” duygusunu hissettirmek ve bu yeni dönemin sunduğu eğitsel fırsatları görünür kılmak.
Hazırsanız başlayalım.
Vibe Coding Nedir? Yeni Bir Kodlama Kültürünün Doğuşu
Vibe coding, en yalın hâliyle şunu ifade eder:
Ne yapmak istediğinizi doğal bir dille tarif edersiniz; yapay zekâ bu isteği kod hâline getirir.
Komut satırında satır satır yazmak yerine, artık bir geliştiriciyle sohbet ediyormuş gibi uygulama oluşturabiliyorsunuz.
Örneğin şöyle diyorsunuz:
“Modern bir kayıt formu oluştur, pastel renkler kullan, verileri tabloya kaydet ve bir başarı mesajı göster.”
Yapay zekâ:
-
HTML yapısını oluşturuyor,
-
CSS düzenini tasarlıyor,
-
JavaScript işlevlerini yazıyor,
-
Eksikleri fark edip tamamlıyor,
-
Sadece kodu değil, çalışır hâliyle küçük bir uygulamayı sunuyor.
Bu yaklaşımın özünde “nasıl kod yazılır?” değil, “nasıl tarif edilir?” becerisi var. Bir anlamda yazılım geliştirme, teknik bir süreç olmaktan çıkıp doğal bir iletişim biçimine dönüşüyor.
Neden Şimdi? Vibe Coding’i Ortaya Çıkaran Büyük Dalga
Bu dönüşümün arkasında üç büyük güç var:
1. LLM’lerin olağanüstü seviyeye ulaşması
Gemini, GPT-5, Claude 3.7 gibi modeller artık yalnızca metin değil, komple kod tabanlarını anlıyor, yeniden yazıyor, test ediyor, optimize ediyor.
2. AI destekli editörlerin yükselişi
Cursor, Windsurf, Claude Code, Replit Ghostwriter… Bunlar sadece otomatik tamamlama araçları değil; projenin tamamını birlikte geliştiren birer iş arkadaşı.
3. MCP’lerin doğuşu (Model Context Protocol)
Yapay zekâ artık sadece kod yazmıyor;
-
Terminal komutu çalıştırıyor,
-
Docker oluşturuyor,
-
Dosya düzenliyor,
-
API çağrısı yapıyor,
-
Veritabanına bağlanıyor,
-
Figma tasarımlarını içeri alıyor.
Yani AI ilk kez yalnızca “üreten” değil, uygulayan bir role sahip.
Kodlamayı Değil, Niyeti Öğretiyoruz
Vibe coding’de esas beceri “teknik bilgi” değil, niyetin doğru ifade edilmesi.
Bu yüzden vibe coding, eğitim teknolojileri için büyük bir fırsat:
-
Öğrenciler kod yazmadan algoritmik düşünmeyi öğreniyor,
-
Eğitmenler uygulama geliştirmeyi deneyimleyebiliyor,
-
Kurumlar kendi mikro araçlarını geliştirme özgürlüğü kazanıyor,
-
İçerik geliştiricileri teknik ekiplere bağlı kalmadan prototip üretebiliyor.
Vibe coding, öğrenmenin ve üretmenin önündeki teknik bariyerleri inceltiyor.
AI IDE’ler: Vibe Coding’in Gerçek Motoru
Bugün vibe coding’in pratikte kullanıldığı ortamlar, klasik IDE’ler değil; içinde yapay zekâ çalışan gelişmiş editörler.
- Claude Code — Bir geliştirici gibi “kendi kendine düşünebilen” model
Kodu okuyor, hatayı kendi buluyor, eksik dosyaları tamamlıyor, güvenlik açıklarını tarıyor. Bir nevi “üst düzey bir yazılımcıyla yan yana oturmak” gibi.
- Cursor — Vibe coding’in pratik ve hızlı yüzü
İsterseniz tüm projeyi sıfırdan kuruyor. İsterseniz sadece belirli bir dosyayı düzenliyor. Yönlendiriyorsunuz, o geliştiriyor.
- Windsurf — Tam otomatik prototip üreticisi
Bir cümleyle hem backend hem frontend hem database kurabiliyor.
- Replit Ghostwriter — Öğrenenler ve eğitimciler için ideal
Tarayıcı üzerinde kod yazmadan proje üretmeyi kolaylaştırıyor.
- Gemini Code Assist — Google ekosisteminde uçtan uca geliştirme
Firebase, Cloud Functions, Firestore yapılarıyla birlikte tam bir vibe coding arkadaşı.
Bu araçların ortak özelliği:
Sizinle iletişim kuruyorlar.
Ne istediğinizi anlıyorlar.
Projenin tüm yükünü omuzluyorlar.
MCP'ler: Yapay Zekâya Yeteneği Veren Gizli Altyapı
MCP (Model Context Protocol) belki de vibe coding’in en az konuşulan ama en güçlü bileşeni.
Çünkü MCP, yapay zekânın artık şunları yapabilmesini sağlıyor:
-
Dosya okuyup yazmak
-
Terminal komutları çalıştırmak
-
Docker container oluşturmak
-
Git commit ve push yapmak
-
API çağrısı yapmak
-
Veritabanına bağlanmak
-
Figma tasarımını içeri almak
Bunlar olmadığı bir dünyada vibe coding yalnızca “kod üreten bir sohbet” olurdu. Ama MCP sayesinde artık uygulama geliştiren bir çalışma arkadaşı hâline geldi.
Bu yüzden vibe coding’in gerçek gücü yalnızca LLM değeri değil; LLM + AI IDE + MCP üçgeninin birleşimidir.
Gerçekten Nasıl Yapılıyor? (Vibe Coding Deneyimi)
Bir vibe coding akışını gözünüzde canlandırmak isterseniz şöyle düşünün:
Bir proje fikriniz var.
Mesela “öğrenci kayıt formu ve mini bir analitik paneli”.
Editörü açıyorsunuz ve diyorsunuz ki:
“Pastel tonlarda modern bir öğrenci kayıt formu oluştur. Verileri JSON dosyasına kaydet. Yüklenen verileri bir tabloda göster ve yüzde hesaplayan basit bir analiz bölümü ekle.”
Yapay zekâ:
-
Formu oluşturuyor,
-
Tabloyu hazırlıyor,
-
Analiz fonksiyonunu yazıyor,
-
Bir de üstüne "butonların tasarımını sadeleştirdim, daha iyi oldu" diyebiliyor.
Siz test ediyorsunuz. Eksik gördüğünüz yerde:
“Kayıt sonrası bir başarı mesajı çıksın.”
“Renk paletini biraz daha modern yap.”
“Tabloda filtre özelliği olsun.”
Diyorsunuz.
O da sizinle konuşa konuşa projeyi tamamlıyor.
İsterseniz deploy ediyor.
İsterseniz Docker içinde çalıştırıyor.
İsterseniz GitHub’a push ediyor.
Vibe coding deneyimi işte tam olarak böyle bir akış.
Kimler İçin Büyük Bir Fırsat?
Eğitimciler ve öğrenme tasarımcıları için
Artık küçük uygulamalar, interaktif modüller ve öğrenme araçları geliştirmek mümkün.
Teknik bariyerler azalıyor; yaratıcılık öne çıkıyor.
Kurum içi eğitim ekipleri için
IT kuyruğuna takılmadan kendi çözümlerini üretebiliyorlar.
Mini LMS modülleri, raporlama araçları, değerlendirme akışları…
EdTech girişimcileri için
Fikir → prototip süresi günlere hatta saatlere indi.
Bir çok platformların MVP’si vibe coding ile çok daha hızlı çıkarılabilir.
Öğrenciler ve teknolojiye yeni adım atanlar için
Kodlama öğrenmenin en korkutucu kısmı “nereden başlayacağım” sorusuydu.
Vibe coding bu eşiği kolaylaştırıyor.
Tasarımcılar, içerik üreticileri, yaratıcı profesyoneller için
UI/UX fikirlerini doğrudan çalışan uygulamalara dönüştürmek mümkün.
Eğitim Teknolojilerinde Vibe Coding Ne Değiştiriyor?
Eğitim dünyasında vibe coding üç büyük dönüşüm yaratıyor:
1. Dijital okuryazarlığı yeniden tanımlıyor
Artık önemli olan kod bilmek değil; problem çözmeyi, akış kurmayı, doğru tarif etmeyi öğrenmek.
2. Öğrenme tasarımcılarının gücünü artırıyor
SCORM içerikleri, mini oyunlar, matematiksel hesaplayıcılar, mikro araçlar… Hepsi üretilebilir hâle geliyor.
3. Üretkenliği ve inovasyon hızını artırıyor
Küçük ekipler büyük projeler çıkarabiliyor. Kurumlar kendi içlerinde daha hızlı ürün geliştiriyor.
Vibe Coding Sadece Bir Teknoloji Değil, Bir Öğrenme Kültürü
Vibe coding’i bir modadan ibaret görmek büyük bir yanlış olur. Bu, yazılım geliştirmeyi “demokratikleştiren” bir kültür dönüşümü.
Teknik bilgisi olmayan bir eğitimci de artık kendi araçlarını geliştirebiliyor.
Bir öğrenci kendi fikrini hayata geçirebiliyor.
Bir girişimci prototipini günler içinde oluşturabiliyor.
Bir kurum içi ekip IT’ye bağımlı kalmadan kendi analitiğini üretebiliyor.
Bir öğrenme tasarımcısı hayalini kurduğu deneyimi kodlama korkusu olmadan üretebiliyor.
Vibe coding, insan yaratıcılığının önündeki kapıları aralıyor.
Teknolojiye dokunmayı kolaylaştırıyor.
Üretme cesaretini artırıyor.
Ve en önemlisi:
Öğrenmenin doğasını değiştiriyor.
EdTech Türkiye olarak bu dönüşümün tam ortasında olmak, geleceğin becerilerini bugünden konuşmak ve okuyucularımıza bu yeni dünyanın kapılarını açmak bizim için büyük bir gurur.