E-Öğrenmede Yükselen Teknolojiler
E-öğrenmenin kapsamı katlanarak genişliyor. Bunun birincil nedeni, e-öğrenmenin ileri teknolojileri kullanarak kullanıcının performansını yükseltme yeteneğidir. Bu teknolojiler nelerdir? Öğrenme deneyimini nasıl artırıyorlar? Bu yazıda bu sorulara cevap vereceğiz.
E-Öğrenmede Yeni Nesil Teknolojiler
E-öğrenme, neredeyse tüm sektörlerdeki eğitim ve gelişim şeklini değiştiriyor. İstatistiklere göre küresel e-öğrenme pazarının 2026 yılına kadar 336,98 milyar dolar değere ulaşması bekleniyor. Birçok küresel kuruluş, pandemide sürekli öğrenmeyi teşvik etmek ve çalışanların şirkete bağlılığını artırmak için biraz zorunlu da olarak e-öğrenmeye geçti. Bunun sonucunda e-öğrenmeyi daha üretken ve etkili hale getirmek için çeşitli teknoloji ve eğitim yöntemleri e-öğrenmeye entegre edilmeye başlandı.
Günümüzde duyarlı tasarıma sahip ve kendi kendine öğrenmeyi sağlamak için ideal bir e-öğrenme sistemi oluşturulmuştur. Son istatistiklere göre çalışanların %58'i kendi hızlarında öğrenmeyi tercih etmektedir. E-öğrenme, Sharable Content Object Reference Model, yani Paylaşılabilir İçerik Nesne Referans Modeli anlamına gelen SCORM’un altyapısına uyumlu olmakla birlikte birden fazla öğrenme stilini ve ortamını destekler. Günümüzde çoğu şirket, e-öğrenmeyi çekici kılmak için bu özelliklerin yanı sıra gelişmiş teknolojiler ve unsurlar da dahil etmeye odaklanmaktadır. Bu yazıda, e-öğrenme alanında son yıllarda gelişme kaydetmiş ve ön plana çıkmış birçok yaklaşım içinden en çok umut vadedenlere göz atacağız.
Eğitim ve Gelişim Alanının Geleceği Olarak Görülen Teknolojiler
1. E-Öğrenmede Yapay Zekâ (AI)
Öncelikle yapay zekayı tanımlamak gerekirse "dijital bir bilgisayarın veya bilgisayar kontrollü bir robotun yaygın olarak akıllı varlıklarla ilişkilendirilen görevleri yerine getirme yeteneği" şeklinde bir tanımlama yapabiliriz. Yapay zekâ, e-öğrenmenin yanı sıra insan zekâsı ile yapılabilecek görevleri yerine getirmek için küresel olarak kullanılan geniş bir bilgisayar bilimi alanıdır.
Hazır yapay zekadan ve e-öğrenmeden bahsetmişken, yapay zekâ tabanlı e-öğrenme; ses tanıma, çok dilli içerik vb. gibi çoğunlukla insan zekâsı gerektiren görevleri yerine getirebilir. Yapay zekâyı e-öğrenmeye entegre etmek, kullanıcılara verilen eğitimin kişiselleştirmesini ve yol göstermelerini sağlar. Duolingo ve Thinkster gibi uygulamalar yapay zekâ ile entegre e-öğrenmeye sahiptir. Yapay zekâ yukarıda saydıklarımızın dışında, büyük miktarda veriyi analiz etmede, kullanıcıların sorularına veya teknik sorunlarına chatbotlar sayesinde 7/24 destek vermede ve ek kaynaklar önermede yardımcı olur. Yapay zekanın e-öğrenmede kullanımının önümüzdeki on yılda iki katına çıkması bekleniyor.
2. Artırılmış Gerçeklik (AR) ve Sanal Gerçeklik (VR)
AR ve VR, hızla gelişen ve kullanımı yaygınlaşan iki teknolojidir. AR ile gerçek dünya öğelerinin ve bilgisayar tarafından oluşturulan öğelerin kombinasyonunu deneyimleyebilirsiniz. Artırılmış gerçeklik, bireyin etrafındaki gerçek dünya sahnelerini içerir ve kullandığı cihaz aracılığıyla gerçek dünyaya dijital öğeler eklemesini sağlar. Snapchat, Pokemon Go oyunu ve Google ARCore gibi uygulamalar, artırılmış gerçekliğin yaygın kullanımına örnektir. VR, yani sanal gerçeklik ise gerçek görünmesi için bilgisayar tarafından simüle edilerek oluşturulan öğeleri içerir. Birey, VR ile bir ortamla sanal olarak etkileşime girer. Örneğin VR gözlük takan birisi İsviçre'ye sanal gezi düzenleyebilir veya VR gözlük ile araba kullanabilir.
AR ve VR'ı e-öğrenmeye entegre etmek, kullanıcılara daha ilginç bir deneyim sunmanın yanı sıra gerçek ortamda simüle edilmesi sakıncalı olan bazı durumları hiçbir risk olmadan simüle etmeyi mümkün hale getirir. Sonuç olarak öğrenilen bilgiler, simülasyondan elde edilen deneyimle birleşecek ve akılda kalıcılık oranı keskin şekilde artacaktır. Bu teknolojiler, yaş grubundan bağımsız olarak herhangi bir kullanıcıya uyarlanabilir, kurumsal, eğitim ve kamu sektörü gibi sektörlerde kullanılabilir. Sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik kullanmak, öğrenme deneyimini bir üst seviyeye çıkarır ve e-öğrenmedeki izolasyon hissini ortadan kaldırır. Artırılmış gerçeklik (AR) kullanmak, oyun benzeri görevler oluşturmaya ve bunları değerlendirmeye yardımcı olurken, sanal gerçeklik (VR) kullanarak içerikle ilgili gerçek hayat senaryolarını simüle edebilir ve içeriğin anlaşılabilirliğini artırabilirsiniz. Bu teknolojilerin e-öğrenme dünyasının geleceğindeki belkemiklerinden olacağına emin olabilirsiniz.
3. E-Öğrenmede Oyunlaştırma
E-öğrenmeye oyunlaştırılmış öğeler eklemek, eğitimleri kullanıcı için daha çekici hale getirmede etkili bir içerik stratejisidir. Oyunlaştırmayı daha basit bir ifadeyle tanımlayacak olursak, eğitime merak yaratan ve öğrenmeyi teşvik eden oyun benzeri unsurlar eklenmesidir. Oyunlaştırma, profesyonel ve sosyal becerileri geliştirmede ve oryantasyonda kullanılabilir. Oyunlaştırmaya örnek olarak eğitime görevler eklemek, görev sonunda rozet vermek, eğitimi öğrenme yarışmasına dönüştürmek, lider tablosu eklemek gibi öğeler verilebilir.
Oyunlaştırma çeşitli avantajları beraberinde getirir. Her şeyden önce, karmaşık, içerik ağırlıklı konuları ilginç ve eğlenceli hale dönüştürme potansiyeline sahiptir. Yani kullanıcılara eğitime devam etmeleri ve tamamlamaları için bir neden verir. Günümüz kullanıcıları, gerçek dünyadaki problemleri çözmelerini sağlayan eğitimler arar. Oyunlaştırma ise bu süreci kolaylaştırabilir. Oyunlaştırmayı e-öğrenmeye uygun bir şekilde entegre etmek için üç temel adımdan söz edebiliriz. Oyun için görev hazırlarken öncelikle görevin amacını düşünmeli, daha sonra görevin maddelerini hazırlamalı, görevi sunarken de belirli bir süre limiti koymalısınız. Bu şekilde bir yol haritası izlendiğinde kullanıcıların genel anlayışı ve odağı artacaktır. Günümüzde çoğu şirket halihazırda oyunlaştırmayı çeşitli şekillerde kullanılıyor. Önümüzdeki on yılda, küresel olarak e-öğrenmenin ayrılmaz parçalarından birisi kesinlikle oyunlaştırma olacak.
4. Diğer Teknolojiler
E-öğrenmenin gelecek için çok şey vadediyor. Bu vaatleri gerçekleştirmek için ise birçok teknoloji geliştiriliyor. Yukarıda tartışılanların yanı sıra, eğitim ve gelişime değer katacak farklı teknolojiler ve yaklaşımlar da bulunuyor.
· Mikro öğrenme
Mikro öğrenme, uzun içeriklerin daha az zaman alan küçük modüllere bölünmesidir. Mikro öğrenme içerikleri video, ses ve görsel şeklinde sağlanabilir. Daha az maliyetli olmasının yanı sıra öğrenmenin daha kompakt yapıda olmasını sağlayarak esnekliği artırır.
· Mobil öğrenme (mLearning)
Mobil öğrenme, öğrenme içeriğinin mobil cihazlarda sunulmasını sağlamaya dayanan bir eğitim yaklaşımıdır. Temel prensibi eğitim için kullanıcıların bir sınıfta toplanmasını engellemek ve herkesin istediği zaman istediği cihazda eğitim alabilmesini sağlamaktır.
Sonuç olarak, yukarıda tartışılan e-öğrenme teknolojilerin popülerliği her geçen gün artmakta ve her geçen gün daha fazla şirket, kurumsal e-öğrenme stratejisine bu yaklaşımları entegre etmektedir. E-öğrenme farklı sektörlerdeki çalışanlar için öğrenmeyi ve beceri kazanmayı teşvik edecek ileri teknolojiler geliştiriyor.