Davranışsal Öğrenme Haritalarıyla Kurum Kültürünü Ölçmek
Kurum kültürü, duvarlardaki değerlerle değil, günlük davranışlarla ölçülür. Davranışsal öğrenme haritaları, bu görünmeyeni görünür kılar.
Bölüm 1: “Kültürün Söylemediğini Davranış Söyler”
Kurum kültürü üzerine konuşmak kolaydır.
Değerler duvarlara asılır, vizyon cümleleri toplantılarda tekrarlanır.
Ama gerçek kültür, insanların günlük davranışlarında gizlidir:
bir toplantıda söz verip vermemekte, geri bildirim tarzında, hataya yaklaşım biçiminde.
Davranışsal öğrenme haritaları tam da bu görünmeyen alanı görünür kılar.
Kültürün “ne söylendiğini” değil, “nasıl yaşandığını” ölçer.
Ve bu ölçüm, artık sadece İK departmanlarının değil, liderlerin de aynasıdır.
Bölüm 2: “Veriyle Başlayan, İnsanla Anlam Kazanan Ölçüm”
Davranışsal analizde verinin yeri önemlidir;
ama asıl güç, o veriyi insani bağlamda okumaktır.
Bir kurumun öğrenme haritası, yalnızca yetkinlik skorlarından ibaret değildir.
O skorların ardında; alışkanlıklar, güven, iletişim ve aidiyet gibi görünmez dinamikler vardır.
Yapay zekâ ve analitik sistemler, bu verileri düzenleyebilir.
Ancak anlamlandırmak — hâlâ insana düşen bir iştir.
Çünkü kurum kültürü, sayılarla değil, davranış örüntüleriyle anlaşılır.
Bölüm 3: “Haritalar Yolu Göstermez, Farkındalık Yaratır”
Bir öğrenme haritası, “ne eksik”i değil, “nerede gelişim fırsatı var”ı gösterir.
Bu fark önemlidir.
Kültürü düzeltmeye değil, anlamaya odaklanmak gerekir.
Davranışsal haritalar, liderlere ve ekip yöneticilerine şunu söyler:
“Burası güçlü bir alan.
Şu alan ise fark edilmeden geride kalıyor.”
Bu içgörü, bir eğitim planından çok daha değerlidir.
Çünkü sürdürülebilir kültür dönüşümü, ancak davranış farkındalığıyla başlar.
Bölüm 4: “Kültür Ölçülmez Diyenler, Onu Yönlendiremez”
Birçok kurum “kültür ölçülmez” der.
Oysa ölçülmeyen hiçbir şey geliştirilemez.
Davranışsal öğrenme haritaları, kültürü yargılamak için değil, yansıtmak için vardır.
Bu da kurumlara hem empati kazandırır, hem de insan odaklı kararlar almalarını sağlar.
Kültürü anlamak, verimliliği değil — insanı merkezine almak demektir.
Ve işte o zaman teknoloji, sadece bir araç değil,
kurumun vicdanını da yansıtan bir aynaya dönüşür.
Kültürü Dönüştürmek Değil, Görmekle Başlar”
Kurum kültürünü değiştirmeye çalışmak çoğu zaman nafiledir.
Çünkü kültür, değişmez; evrilir.
Ve o evrimi anlamanın en etkili yolu, davranışların izini sürmektir.
Davranışsal öğrenme haritaları, bu izleri görünür kılar.
Eğitim süreçlerine “insan davranışını” dahil eder,
ve kurumlara şu basit ama derin soruyu sorar:
“Söylediğimiz değerlerle, yaşadığımız davranışlar gerçekten uyumlu mu?”
Gerçek dönüşüm, işte bu soruya verilen dürüst cevapla başlar.
Bu makale TestEd Veri Odaklı Gelişim Platformu tarafından yazılmıştır.