3D Hologram Kullanarak Online Ders Yapmak
Hologram olarak bir yerde bulunma fikri kulağa nasıl geliyor? Bunun cevabı Steve Limberg'de
Hologram olarak bir yerde bulunma fikri kulağa nasıl geliyor? Bunun cevabı Steve Limberg'de.
Austin'de bulunan Texas Üniversitesi'nin McCombs İşletme Okulu'nda muhasebe profesörü olan Limberg, Austin merkezli bir start-up olan Contextual Content Group'un uzaktan eğitim için geliştirdiği üç boyutlu video sistemi Recourse'u deneyimleyen ilk eğitmenlerden birisi oldu.
Limberg, hologram yoluyla öğretme deneyiminin mükemmel geçtiğini söyleyerek. “Öğrencilerle sınıftaymışım gibi hissettim. Görsel ve işitsel etkileşimimiz sanki gerçekten yüz yüzeymişiz gibiydi. Katılımcıları tam ve net bir şekilde görebiliyordum ve bu da tartışmalar sırasında sınıf dinamiklerini yorumlamamı ve oradaymışım gibi davranmamı sağladı.” dedi.
Contextual Content Group kurucusu Jim Spencer, Recourse'un yaratılmasındaki ana hedeflerden birinin salgın sırasında profesörleri ve öğrencileri güvende tutmak olduğunu ifade ediyor. Spencer aynı zamanda öğretmen-öğrenci etkileşimini artırmak için yenilikçi bir yol sunmak istediklerini de sözlerine ekliyor.
Spencer, program tanıtımında platforma girmenin hiçbir zorluğunun olmadığını, anlatıcının stüdyoya girip bir dizüstü bilgisayar veya iPad ile sisteme bağlanarak gerçek gibi görünen ama sanal bir sınıfta öğrencilere hologram şeklinde ders vermeye başlayabildiğini ifade ediyor.
Anlatıcının bulunduğu stüdyoda işlerin sorunsuz gitmesini sağlayan bir yönetmen bulunmakta ve öğretmen 12 metrelik geniş bir alanda ders vermektedir. Limberg, ”Bu, tartışmaya katkıda bulunan bir öğrenciye doğru ya da ders anlatırken ileri-geri hareket etmeme olanak tanıdı" diyor. “Öğrenciler, tıpkı oradaymışım gibi, sınıfın ön tarafına gelme imkanına sahip oldular. Buna ek olarak özel bir mesele olduğunda öğrencilerin bunu bana özel olarak danışabilmelerini sağlayan bir mekanizma da vardı.”
Her zaman yeni öğretim yöntemlerini keşfetmeye ilgi duyan Limberg, Recourse ile çalışmaya olan ilgisinin pandemi sırasında inovasyona ve sosyal mesafeye duyulan ihtiyaç tarafından körüklendiğini söylemektedir.
Maskesini takan ve mesafesini koruyan yönetmen, ses, ses efektleri, arka planlar, grup tartışma odaları, PowerPoint sunumlarının ve diğer görsellerin sınıftaki iki büyük monitöre yansıtılması da dahil olmak üzere tüm operasyonel ayrıntılarla ilgilendi. Bu sayede Limberg'in sadece öğretime odaklanması sağlandı.
Limberg'in öğrencilerinden gelen geri bildirimler de olumlu yönde oldu.
Spencer, bu sistemin profesörlerin öğrencileriyle birlikte olurken aynı zamanda onları hastalıktan korumasına olanak tanıdığını ifade etmektedir. Peki ya pandemiden sonra? Spencer, bu sistemin pandemi zamanı dışında da büyük faydaları olduğunu iddia ediyor. Örnek olarak da ''Üniversitenin etki alanını daha geniş bir coğrafyaya yayma imkanı sağlayabilirsiniz.'' diyor.
Bu ilginç ve heyecan uyandıran teknolojinin ileride daha yaygın kullanılıp kullanılmayacağını hep birlikte göreceğiz.