TEMA Vakfı ve MEB İşbirliği ile Hazırlanan "İklim TEMA Eğitim Portalı" Tanıtıldı
Türkiye'de ilk olma özelliği taşıyan portalda, çocuklarla uygulanabilecek 60'a yakın etkinlik yönergesi, 15 sunum, yaklaşık 25 poster, 3 eğitici film ve uzman yazılarının yanı sıra öğretmenlerin kullanımına açık 5 e-kitap yer alıyor.
TEMA Vakfı ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB)işbirliğinde, etkileri her geçen gün daha fazla hissedilen iklim değişikliği konusunda çocukların öğretmenler aracılığıyla farkındalık geliştirmelerinin sağlanması amacıyla hazırlanan "İklim TEMA Eğitim Portalı" (iklimtema.org) tanıtıldı.
Vakfın İstanbul'daki genel merkezinde düzenlenen basın toplantısına, Milli Eğitim Bakanlığı Araştırma-Geliştirme ve Projeler Daire Başkanı Dr. Ayşe Kula, TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç ve Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Özgür Bolat katıldı.
Portalın tanıtımını yapan Ataç, okul öncesi, ilkokul ve ortaokul kademelerine yönelik geliştirilen ve iklim değişikliği eğitimi konusunda öğretmenler için hazırlanan portalın tüm öğretmenlere açık olacağını söyledi.
Türkiye'de ilk olma özelliği taşıyan portalın müfredata uyumlu olduğunu belirten Ataç, portalda, çocuklarla uygulanabilecek 60'a yakın etkinlik yönergesi, 15 sunum, yaklaşık 25 poster, 3 eğitici film ve uzman yazılarının yanı sıra 5 e-kitabın da öğretmenlerin kullanımına açık olacağını aktardı.
İklim değişikliği eğitiminde ekolojik okuryazarlığın, yani insanın doğayla ilişkisinin önemine dikkati çeken Ataç, şöyle devam etti:
"Çocukların, sadece iklim değişikliği değil; kuraklık, biyolojik çeşitlilik kaybı, atıkların yarattığı kirlilik gibi tüm ekolojik krizlere karşı, bugün ve gelecekte mücadele edebilmeyi öğrenmeleri gerekiyor. Çocukların bu yeni durumlara uyum sağlamalarını ve iklim değişikliğinin yaratacağı yeni krizlere çözümler bulmalarını istiyoruz. Bunun için öncelikle çok erken yaşlardan başlayarak çocukların doğanın nasıl işlediğini, örneğin; su döngüsünü, bir bitkinin nasıl yetiştiğini, arıların doğa için önemini anlamasını ve insanın bu işleyişe olumsuz etkilerini fark etmesini amaçlıyoruz."
İklim değişikliği eğitiminde öğretmenlerin anahtar role sahip olduğunu ifade eden Ataç, "Doğa eğitimi konusunda çocuklarda farkındalık yaratmak için öncelikle öğretmenlerin doğayı yakından tanıması çok kritik. Bir öğretmenin etkisinin ne kadar büyük olduğunu, kurucumuz sayın Hayrettin Karaca'nın yaşamında görebiliriz. Kendisi derdi ki; 'İlkokuldan beri meşeyi çok seviyorum. Bize öğretmenler ağaçları anlatıyorlardı. O ağaçlar meşeydi ve oradan başladı iş.' Bu ağaç sevgisi dünya çapında bir doğa bilgesinin Türkiye'den çıkmasını sağladı." diye konuştu.
Ataç, iklim değişikliğinin, çocuklarla paylaşılırken kullanılan kelimelere ve yaklaşıma oldukça özen gösterilmesi gereken bir konu olduğunun altını çizerek, "Yaşanan krizlerin sonuçlarına bağlı olarak korku ve kaygıyı beslemek yerine, umut ve harekete geçirecek eylemlere yer açılmalı. Bu konudaki tüm eğitim süreçleri ve paylaşımlar çocukların gelişimlerine uygun şekilde planlanmalı." ifadelerini kullandı.
"Bütün toplumda farkındalık oluşturmak durumundayız"
Daire Başkanı Dr. Ayşe Kula da iklim değişikliğinin artık dünyanın gözleminde olduğunu anlatarak, "Sürdürülebilir yaşamı düşünmeliyiz. Çünkü yaşamın sürdürülebilirliği tehlikeye giriyor, bu iklim değişikliğinden kaynaklanacak sıkıntılar nedeniyle. Milli Eğitim Bakanlığı olarak, öncelikle bir iklim değişikliği komisyonu oluşturuldu ve İklim Değişikliği Eylem Planı hazırlandı. Biz bütün toplumu bilgilendirme, bilinçlendirme, farkındalık oluşturma durumundayız." dedi.
"Öğrenmedeki iki temel prensip, somutlaştırma ve merak"
Dr. Özgür Bolat da pedagoji ve eğitim prensiplerinden bahsederek, çocukların iklim değişikliğini algılamalarına yardımcı olacak yöntemlere işaret etti.
Temel prensiplerden birinin, olayı çocuk zihninde somutlaştırma olduğunu aktaran Bolat, diğer önemli bir prensibin ise çocukta merak uyandırma olduğunu söyledi.
Bolat, "Mesela nasıl sorabiliriz bunu? Neden bu mantarlar, bu geniş yaprakların altında yetişiyor da ince yaprakların altında yetişmiyor? Hadi bakalım temel prensiple keşfedelim. Ne oluyor? Neden kaplumbağa 40 yaşında doğurmaya başlarken tavşan 6 aylıkken doğuruyor? Arasındaki temel mekanizma ne? Yani bilgi oluşturma, bu tür sorularla çocuklarda ilgi oluşturarak sadece öğretme sürecine değil, çocukların kendi öğrenme sürecine girmesini sağlar." değerlendirmesinde bulundu.