Bir evrim: Video tabanlı öğrenme
Video tabanlı öğrenme son dönemde her zamankinden daha popüler hale geldi ve bu popülarite her geçen gün artmaya devam ediyor.
Video tabanlı öğrenme son dönemde her zamankinden daha popüler hale geldi ve bu popülarite her geçen gün artmaya devam ediyor. Video tabanlı öğrenme kavramı herkes için farklı bir anlam ifade ediyor. Video, tanımlanması hiç de kolay bir format değildir. Çünkü videolar canlı derslerden alınan kayıtlardan motion graphic çalışmaları ve kinetik videolara kadar pek çok farklı türde olabiliyor. İçinde bulunduğumuz çağ, izleyicileri de bir video üretici konumuna getirdiği için günümüzde videonun toplumsal değeri çok daha farklı bir noktada konumlanıyor.
Uzaktan eğitimin ilk zamanlarında video
Video oluşturmanın ilk adımı oldukça basit bir şekilde kayıt almak gibi görünebilir, fakat etkili bir video yaratmak için asıl süreç, çekilen videoların uygun şekilde bir araya getirilmesi noktasında başlıyor. Eskiden bugün olduğu gibi mobil cihazlar aracılığıyla kayıt yapılamıyordu. Video kameralar aracılığıyla çekilen görüntüler, kurgu yapmaya uygun bir programın kurulu olduğu bilgisayarlara yükleniyordu. Video formatının bilgisayardaki yazılımla uyumluluğu olmaması durumunda video erişilemez oluyordu. Ayrıca izleyiciler için de videonun hangi formatta olduğu önem taşıyor, videolara herkes tarafından kolaylıkla erişilemiyordu.
Video tabanlı öğrenme teknolojileri yaygınlaştıkça fiyatlar düştü. Son yirmi yılda bu alanda üretim yapmayı sağlayan araçlar ulaşılabilir rakamlarla kullanıcılara sunuldu. Bu noktada maliyet sorunu ortadan kalktığına göre geriye iki önemli değer kaldı: Yaratıcılık ve uygulama becerisi!
Kullanıma açılan video odaklı sosyal mecralar bu yaratıcılığı körüklemek üzere yeni formatlar sunarken eski sınırlar aşılıyor ve yeni stiller ortaya çıkıyor. Daha da önemlisi bu uygulamalara her gün bir yenisi ekleniyor ve süreç oldukça heyecan verici bir noktaya doğru ilerliyor.
Günümüzde videoların yeri ve izleyicinin konumlandırılması
Günümüzde herkes cep telefonları ile video çekiyor. Üstelik kullanıcılar çektikleri videonun formatı hakkında hiçbir bilgiye ihtiyaç duymadan uygulamalar aracılığıyla videoya ek görüntüler, efektler ve metinler ekleyerek prodüksiyon değerini de yükseltebiliyor.
Kısacası videonun sürekli bir evrim süreci içinde olduğunu söylemek doğrudur. Eğitim alanındaki videoları göz önüne aldığımızda, başlangıçta deneysel aşamadayken kimse Youtube’un etkin bir öğrenme ortamı olabileceğini düşünmüyordu. Ancak şu anda bu mecra tüm dünyada kabul görmüş en etkin öğrenme alanlarından birisidir. 2018 yılında Youtube tarafından yapılan açıklamaya göre how-to-do videoları ve eğitici içerikli videolar en popüler 10 içerik türü arasında yer alıyor.
İçeriklerin artık öğrenmenin bir parçası haline gelmiş olduğu tartışılmaz bir noktaya gelmiş durumdadır. Peki, bu noktada video tabanlı öğrenmeyi nasıl tanımlarız?
Videolar bir öğrenme içeriği olarak düşünüldüğünde burada video üreticisinin ve izleyicisinin niyetleri devreye girer. İzleyicinin niyetinin öğrenme odaklı olması, süreci eğitime dönüştürür. Ne zaman ki izleyici kontrol altındaysa işte o noktada izleyicinin bir aktif öğrenme katılımcısı olduğundan söz etmek mümkün olur. Günümüzde bu uygulamalar profesyoneller tarafından titizlikle geliştirilmekte ve karşılıklı kazanım ilkesine uygun olarak tasarlanmaktadır.