MEB’den Önemli Adım: Eğitimde Yapay Zekâ İçin Etik Kurulu Yönergesi Yayımlandı

Millî Eğitim Bakanlığı, yapay zekâ uygulamalarında etik çerçeveyi belirlemek için “Yapay Zekâ Uygulamaları Etik Kurulu Yönergesi”ni yürürlüğe koydu.

MEB’den Önemli Adım: Eğitimde Yapay Zekâ İçin Etik Kurulu Yönergesi Yayımlandı

Millî Eğitim Bakanlığı, yapay zekâ teknolojilerinin eğitimde sorumlu, güvenli ve etik biçimde kullanılmasını sağlamak amacıyla “Yapay Zekâ Uygulamaları Etik Kurulu Yönergesi”ni yürürlüğe koydu.

Bu adım, Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi kapsamında hazırlanan ve 17 Haziran 2025’te uygulanmaya başlayan “Eğitimde Yapay Zekâ Politika Belgesi ve Eylem Planı (2025–2029)” doğrultusunda atıldı.

Kurulun Yapısı ve Görevleri

Yeni yönergeye göre oluşturulan Etik Kurulu, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanının başkanlığında ve Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürünün doğal üyeliğinde toplam 11 üyeden oluşacak.
Kurulda yalnızca bakanlık temsilcileri değil; kamu kurumları, akademi, özel sektör ve sivil toplumdan üç üye de yer alacak.

Kurulun görevleri arasında:

  • “Eğitimde Yapay Zekâ Uygulamaları Etik Kılavuzu”nu hazırlamak,

  • Bakanlık genelinde yürütülen yapay zekâ projelerini etik uygunluk açısından izlemek,

  • İl, ilçe ve okul düzeyinde oluşturulacak alt kurullara rehberlik etmek yer alıyor.

Etik Süreç Nasıl İşleyecek?

Eğitim kurumlarında yapay zekâ uygulamalarıyla çalışan öğretmenlerin, süreç öncesinde “Etik Beyan Formu” doldurmaları esas alınacak.
Bu uygulama sayesinde kişisel verilerin korunması, gizlilik ve güvenlik ilkelerine tam uyum sağlanarak öğrenciler için etik, güvenli ve sorumlu yapay zekâ kullanımı güvence altına alınacak.

Neden Önemli?

Bu düzenleme, eğitimde yapay zekâ dönüşümünün yalnızca teknolojik değil; insan odaklı, değer temelli bir zeminde ilerlemesi açısından kritik bir eşik.
Artık yapay zekâ, yalnızca “ne kadar akıllı?” sorusuyla değil, “ne kadar adil, şeffaf ve güvenli?” sorularıyla da değerlendirilecek.

EdTech Türkiye Yorumu:

Eğitimde dijitalleşme hız kazanırken, etik ilkelerin resmî bir çerçeveye alınması, Türkiye’nin eğitim teknolojilerinde uzun vadeli güven inşası açısından güçlü bir adım.
Bu gelişme, hem öğretmenler hem de içerik geliştiriciler için yeni bir sorumluluk alanı doğuruyor: teknolojiyi faydayla, veriyi etik bilinçle yönetmek.