Eğitimde İletişimin Gücü: Üç Hedef Kitle, Tek Mesaj
Eğitim yalnızca içerikten ibaret değildir. Gerçek fark, mesajı her kitleye farklı ama etkili biçimde anlatabilmekte yatar.
Bir eğitimi tasarlarken çoğu zaman içeriğe odaklanırız.
Ama bazen en kritik unsur, içeriğin kendisi değil — o içeriğin nasıl anlatıldığıdır.
Bir kurumda hazırlanan yeni bir eğitim programını düşünün.
Senaryosu hazır, görseller seçilmiş, platform kurulmuş…
Ama eğitim duyurusu ekipte heyecan değil, sadece bir “bilgilendirme e-postası” etkisi yaratıyor.
Eğitim başlıyor, ama katılım düşük.
Neden mi?
Çünkü mesaj herkese aynı söylenmiş.
Oysa her kitle, aynı cümleyi farklı duyar.
Herkes Aynı Duymaz
Eğitim bir içeriği değil, bir fikri taşır.
Ve her fikir, dinleyicisine göre biçim değiştirir.
Bir yönetici o fikri duyar ve “Bu program şirkete nasıl değer katacak?” diye düşünür.
Bir ekip üyesi duyar ve “Bu bana ne kazandıracak?” diye.
Bir paydaş duyar ve “Bu proje sürdürülebilir mi?” diye sorar.
İşte bu yüzden eğitim tasarlamak kadar, eğitimin iletişimini tasarlamak da önemlidir.
Çünkü eğitim, sadece bilgi vermek değil, davranışa davet etmektir.
Ve bu daveti herkesin anlayacağı bir dille yapabilmek, gerçek dönüşümün başlangıcıdır.
Bir Mesaj, Üç Farklı Hikâye
Eğitim sürecinde üç temel kitle vardır:
Yöneticiler, ekipler ve paydaşlar.
Ama onlara aynı hikâyeyi aynı şekilde anlatamazsınız.
Yöneticilere “strateji” gerekir.
Eğitim onlara göre, iş hedeflerine hizmet etmelidir.
Onlar sonuç duymak ister: “Bu yatırım davranışı nasıl değiştiriyor?”
Ekipler içinse eğitim, günlük deneyimin bir parçasıdır.
Onlar motive olmak ister.
“Bu bana nasıl yardımcı olacak?” sorusuna net bir yanıt duymaları gerekir.
Paydaşlar içinse güven duygusu önemlidir.
Kaynak, zaman ve etki arasındaki dengeyi görmek isterler.
Onlara eğitim, bir proje değil, bir değer hikâyesi olarak anlatılmalıdır.
Yani mesaj aynı olabilir;
ama tonu, sözcükleri, öncelikleri farklı olmalıdır.
Gerçek iletişim, “aynı şeyi farklı kişilere farklı biçimlerde doğru anlatabilmek”tir.
Duygusal Bağ Kurmak: Veriden Çok Anlam
Eğitimde mesaj sadece verilmez, hissedilir.
Veriler, grafikler, metrikler…
Hepsi önemlidir ama tek başına insanı harekete geçirmez.
Bir yöneticiyi, bir eğitimi desteklemeye ikna eden şey genellikle istatistik değil; bir hikâyedir.
Bir katılımcıyı eğitime bağlayan şey, puan değil; kendini o hikâyede bulmasıdır.
O yüzden eğitim iletişimi, duygusal bir tasarımdır.
Bir slaytta değil, bir cümlede geçer bazen:
“Bu eğitim sizin ekip arkadaşınızla daha iyi anlaşmanızı sağlayacak.”
İşte o an, bir dönüşüm başlar.
Mesaj Değil, Etki Bırakmak
Bir eğitimin başarısı, katılım oranıyla değil, mesajının yankısıyla ölçülür.
Doğru anlatılan bir mesaj, doğru içeriğin etkisini katlar.
Çünkü insanlar bilgiyi unutabilir; ama kendini değerli hissettiği bir hikâyeyi asla unutmaz.
O yüzden her eğitim, bir mesaj taşır:
Ama o mesajın nerede, nasıl ve kime söylendiği —
öğrenmenin kaderini belirler.
Gerçek öğrenme, anlatıldığında değil, anlaşıldığında başlar.