Öğretim Tasarımın Navigasyonu: Bloom Taksonomisi

Bloom taksonomisini ile navigasyon arasındaki bağı sorguladığınızı duyar gibiyim. Cevabı uzatmadan sizinle paylaşayım aziz okur. Yazıya devam ederken kısa bir not düşmek istiyorum. Bu yazıda Bloom taksonomisini anlatmayacağım, amacım neden önemli olduğunu vurgulamak.

Öğretim Tasarımın Navigasyonu: Bloom Taksonomisi

Yazıma başlarken kısa bir bilgi vermek istiyorum. “Navigasyonlar bir noktadan diğer noktaya gitmemizi sağlayan sistemlerdir.” Navigasyonun tanımı burada sona eriyor. Bu en temel tanımı fakat en önemli özelliği aynı zamanda. Bloom taksonomisini ile navigasyon arasındaki bağı sorguladığınızı duyar gibiyim. Cevabı uzatmadan sizinle paylaşayım aziz okur.

Yazıya devam ederken kısa bir not düşmek istiyorum. Bu yazıda Bloom taksonomisini anlatmayacağım, amacım neden önemli olduğunu vurgulamak.

Navigasyon ile nerede olduğunuzu bilir ve nereye gideceğinizi belirleyebilirsiniz. Başka bir deyişle navigasyon bizim için iyi bir rehber ve yol göstericidir. Öğretim tasarımı ile arasındaki bağlantıya gelecek olursam; öğretim tasarımı yaparken navigasyonun en temel özelliğini düşünelim. Neredeyim ve nereye gideceğim. Öğrenenlerin hangi düzeyde oldukları (hazırbulunuşluluk seviyeleri) NEREDE, öğreneni hangi seviyeye çıkarmak istediğimiz ise NEREYE sorusunun cevabını verir. Bu yolculuğu hangi yöntemle kurgulayacağımız ise NASIL sorusunun karşılığıdır. Başlangıcımızı, rotamızı ve varış noktamızı belirlemiş olduk. Bu konuyu biraz daha detaylandırmak istiyorum aziz okur.

Nerede (Hazırbulunuşluluk)

Öğrenenlerin hazırbulunuşluluk seviyesini ölçmek için birden fazla yöntem bulunuyor. Önereceğim ilk yöntemi hepimiz bolca kullandık ve kullanacağız. Evet ön testten bahsediyorum. Bir diğer önerim ise uzun bir eğitim geçmişi taraması gerektiriyor. Yani hedef kitlemizin daha önce almış olduğu eğitimler. Bu iki yöntem de kesin sonuç vermemekle birlikte veriye dayalı tahmin yürütmemizi sağlayan önemli yardımcılardır. Peki neden bu kadar önemli “Nerede” sorusu? Cevap basit olmakla birlikte oldukça hayati. “Merhaba ihtiyaç analizi!”

Öğrenen neyi biliyor? Bu soru beraberinde bizi bir diğer soruya yönlendiriyor. İhtiyacı ne? Yani, neyi bilmiyor. Bu soruların cevabı işin özünü ortaya çıkıyor. İşin özü de bizim bu öğretim tasarımını yapmaktaki amacımız? Fark ettiyseniz aziz okur ilk aşamadaki soru kökümüz “Ne”. Ne sorusunun cevabı bizi neredeyim sorusuna doğru yola çıkarıyor. Sonuç olarak navigasyonun ilk aşaması olan neredeyim sorusu, tüm sürecimizi şekillendirecek olan en önemli sorudur. Derinlemesine ihtiyaç analizinin tetikleyicisi, öğretim tasarımının da başlangıcıdır. Bana göre nerede olduğunu bilmeden yola çıkmak, karanlık bir mağarada çıkışı aramak gibidir.

Nereye (Başarı-Erişi)

Nerede sorusunun cevabını bulmak en önemli aşamaydı çünkü zor olan çoğu zaman başlangıçlardır. Başlangıcı yaptıktan sonra cevaplanması gereken yeni sorular belirecek. Bu sorulardan ilki ise; Nereye sorusudur. Başka bir deyişle varış noktamız. Varış noktası, öğretim tasarım yöntemimize karar vermemizde önemli bir role sahiptir. Hatta o kadar önemli ki bütün tasarım sürecimiz buna bağlı. Alt bilişsel veya üst bilişsel seviyeye göre eğitim tasarlamak, nereye sorusunun cevabının bulunmasıyla belirlenir.

Peki “Varış noktası” yani bizim için başarı kıstası ne olacak? Nereye sorusunun karışılığı nedir? Sonucu tayin edecek olan erişi midir yoksa başarı notu mu?

Öncelikle erişi ve başarı notu arasındaki farka değinmek istiyorum. Tasarladığımız eğitimin değerlendirme aşamasında, 70 ve üzerinde not alan öğrenenler baremi koyarsak bunun adı “başarı notu” olur. Başarı değil de erişiyi ölçmek istersek durum biraz değişiyor. Örnek vermek gerekirse; ön test notundaki yüzde 50’lik artış benim için geçme notudur. Yani ön testten 40 alan bir öğrenci son testten 60 alıyorsa öğrenciyi geçti kabul ediyorum. Erişi veya başarı notu temeline dayanan bir tasarım oluşturmak tasarımcının vereceği önemli kararlardandır.

Nerede ile başladığımız yolculuğumuza nereye ile sonuçlandırdık. Geriye cevaplanması gereken bir soru daha kaldı. O soru elbetteki tahmin ettiğin üzere aziz okur: “Nasıl?”

Nasıl

Farklı güzergahlar, yollardaki engeller, trafik yoğunluğu, kaza, yol çalışması vs. Yollarda meydana gelen veya oluşma ihtimali olan tüm eylemleri göz önünde bulundurarak bir güzergah belirlememiz, sorunsuz bir yolculuk için çok önemli. Navigasyonun bu özelliğini yapacağımız tasarım için düşünürsek, öğrenmenin önündeki engelleri proaktif bir yaklaşım ile oluşmadan ortadan kaldırmamız gerekiyor. Navigasyonu biraz daha detaylı düşünelim. Alternatif yollar, en kısa yol, en açık (trafiksiz) yol.. Örnekleyerek açıklayalım aziz okur.

Öğrenene, Türkiye'nin başkenti Ankara’dır, şeklinde bir bilgi vermek için alt bilişsel seviyede bir öğretim tasarımı yapmak faydalı olacaktır. Çünkü Üst bilişsel seviyede bir tasarım, zaman ve maliyet ortaya çıkaracaktır. -Bilgiyi öğrettik.

Riski yüksek olan işlemlerin eğitimini tasarlarken en az uygulama seviyesine çıkmamız gerekmektedir. Bu işlemler, öğrenen için hata yapma korkusunu tetikleyebileceğinden uygulama seviyesinde tasarlanan bir eğitim, çalışanın öz güvenini artırarak bu korkuyu en aza indirecektir. -Öğrettiğimiz bilgileri uygulattık.

Öğrenenin piyasayı anlayıp, verilerden sonuç çıkarabilmesini istediğimiz bir durumda, çalışanımıza üst bilişsel seviyede bir öğretim tasarımı sunmalıyız. İhtiyacı karşılamak için en az analiz hatta sentez seviyesi çıkmamız gerekecektir. -Öğrettiğimiz bilgileri, farklı veriler ilişkisinin öğrettik. Bu ilişkiden yeni bilgileri ortaya çıkarmasını sağladık.

Sonuç

Nereden, nereye ve nasıl.. öğrenenin yolcuğunun sağlıklı geçmesi, verimli sonuçlanması ve varış noktasına ulaşması için oluşturacağımız sistemin mihenk taşlarıdır. Bu mihenk taşları ise amaç yolunda kusursuz kurgulanmalıdır. Çünkü amacı belli olmayan öğretim tasarımının sonuçları belirsiz olur. Tasarımımızı geliştirmek için iyi veya kötü fark etmeksizin net sonuca ihtiyacımız var. Bu yüzden kişisel görüşüm, belirsiz olacağına olumsuza bile razıyım.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere aziz okur..